24 Şubat 2011 Perşembe

SİSTEN ARTAKALAN

  Pus aniden dolduruyor sokağı… Karşıdaki yapraksız ağaçları göremiyorum. Hissediyorum onları. Eminim, birbirlerine değiyor dalları rüzgar estikçe…
   Dalgaların sesi yırtıyor penceremi…
   Büyükler… Çok büyükler… Hissediyorum…
   Yanımda çayım var… Yeni demledim… Sıcacık. Üzerindeki duman, sise karışır camı açsam. Öyle sıcak yani… Bir sevgili gibi çayım. İçimi ısıtıyor.
   Öpüşüyorum da onunla hem… Dudaklarımı götürünce bardağıma… Rengi de kırmızıya yakın. Hani derler ya aşkın rengidir diye… İnanmam öyle şeylere; ama olsun…
   Elektrikler gitti şimdi…
   Kapkaranlıkta oturuyorum… Yalnız değilim! Çayımlayım… Korkmuyorum o yüzden… Normalde ürkerim siyahlıktan… Bu defa değil ama!
   Yudumluyorum onu… O’da seviyor beni biliyor musunuz? Devamlı elimde tutmamı istiyor kendisini… Sıcaksın diyorum… Olsun diyor zaten ellerin buz gibi... TutBırakma beniTamam diyorum tamam… Dediğin gibi olsun… Söz son ana kadar yanımda olacaksın benim…
   Konuşmaktan sıkıldı heralde benimle… Soramıyorum da neden sustun diye… Bakışıyoruz sadece… Yakından hemde… Burun buruna geliyoruz kimi anlar… Ağız ağıza geldiğimiz bile oluyor…
   Sözcükler nerede peki? Neden bu sessizlik?
   Konuş! Benim sana ihtiyacım var… Senin dudaklarına ya da sıcacık bedenine değil… Benimle konuşmanı istiyorum ben… Konuş! Bir söz tek bir kelime çıksın ağzından… Ben sözümü tutuyorum… Bırakmıyorum seni… Konuş! Yalvarıyorum sana konuş benimle!
   Susuyor. Rüzgar uğulduyor dışarıda…
   Bardağı duvara çarpıyorum…Cam parçaları yüzümü kanatıyor.
   Sisten artakalan…
     …  sadece kan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder