25 Ocak 2011 Salı

GİTTİ

                                                                                                     
 “ Yarın gideceğim. ” dedi.
  Sigarasını küllüğe bastı, odasına yürüdü. Kapıyı usulca kapattı sessizliğinin üzerine.
 “ Bir gün olucağını biliyordum bunun, işte gün geliyor. Hava aydınlanır aydınlanmaz orada olacağım… ” derken gökgürlemesi gibi uğultuya gömüldü odasının içi… Korktu. 
  Kütüphanesi yere devrilmişti. Bir çok yazar tozlu yerlerde kıvrılıp kalmıştı. Hemen eğildi. Toplamaya koyuldu onları… Değerleri büyüktü, onlar E. ‘ nin önünü açmıştı. Düşünceleri yazarlar sayesinde şekillenmişti, tek tek yerlerini bilirdi yüzlerce kitabının… Ayda birkaç kez sayardı onları, yeni kitap almasa bile… Zevk verirdi bu.
  Kütüphanesinin kırık raflarını elinde tutuyordu.
  Çaresizdi, nereye yerleştireceğini bilmiyordu yüzlerce dostunu… Gitmek geldi aklına, saatine baktı gece yarısını geçeli uzun zaman olmuştu. “ Zaten gideceğim; ama ustalarımı böyle bırakıp gidersem ne diye konuşurlar arkamdan, nankör demezler mi bana? O kadar emek verdik sana derler, bizi ne zamandır temizlemediğin halının üzerine mi yığıp gideceksin diye bağırırlar hatta. ”
  Yerdeki kitaplarına baktı. Kulaklarında sitemleri yankılanmış gibi yüzünü büzdü, kulaklarını tıkadı.
  YETER! TAMAM… YETER!
  Elinde alet çantasıyla geldi. Çekiç ve çivileri çıkarttı, tamir etmeye koyuldu. Eli böyle işlere yatkın değildi; fakat yapmak zorundaydı. Böyle bırakıp gidemezdi… Uyku saati olmasına aldırmadı. Komşularım ne düşünür bu sese demedi bile… Çivileri çaktıkça yüzü tebessümle doldu. Uzun sürmeden işini bitirdi… Kütüphanesini eski hali kadar olmasada, kullanılır duruma getirdi.
  Teşekkür etmenize gerek yok, görevimdi… dedi onların her birini yerine yerleştirirken…
  Sigarasını ateşlendirdi, kitaplarının önünde…
  Camı hafiften araladı.
  Gün doğmaya başlıyordu. Martılar uzaktan seslendiler ona “ Git artık… ” diye…
  Kitapları suskun göründüler ilk önce…
  Tam odasından çıkarken o, hep birlikte bağırdılar: “ GİT, söz verdin; yarın dedin bugün oldu yarın…”
  Kapıyı açtı. Güneş canlı ve renkli olmasına rağmen değildi. Şaşırmadı buna.
  Siyaha boyadı güneş bedenini ahşap bir kutu arasında sıkışmış…

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder